NE OLACAK CHP’NİN HALİ?
Uzun yıllar ülke sorunları hakkında yorumlar yaparlarken, gidişattan umudlarını kestiklerinde çaresiz bir şekilde ‘ ne olacak bu ülkenin hali’ diyerek tartışmayı sonraki bir güne ertelerlerdi. Tekrar bir araya gelince kaldıkları yerden başlayıp aynı nakaratla devam ederlerdi. Çok şükür o günleri geride bıraktık. Ne ülkemiz battı, ne ‘Şeriat’ geldi ve ne de ülkemiz bölündü. Yıllarca insanlarımız bu korkular yoluyla hizaya sokuldu. Milyarlarca dolarlar ceplerimizden habersizce vurgunculara aktarıldı. Askeri ve yargı vesayetiyle 3. Dünya ülkesi olmaktan kurtulamamıştık. Bu soygun düzenine içerde işbirlikçiler de destek vermişti. Yine çok şükür son 23 yılda tüm bu korkular, vesayet odakları etkisiz hale getirildiler. Emperyalist odaklar başlarına neler geleceğini tahmin ettikleri için önlemlerini siyaset üzerinden almaya kalkıştılar. Tam başarılı olmasalar da bazı partiler üzerinde etkin oldular. Bir takım operasyonlarla yılların partisinin DNA’larını bozdular, karmaşık bir hale getirdiler.
CHP ÖRNEĞİNE İYİ BAKINIZ
Bilmem hatırlarmısınız Başbakan Erdoğan’la, CHP Genel Başkanı rahmetli Deniz Baykal Beylerbeyi sarayında ikili bir görüşme yaptılar. Bu görüşmeden bazı CHP'liler’(Zülfü Livaneli) rahatsız oldular. Aslında 2003 1Mart oylamasında ortak davranma konusunda anlaşmışlar. (sonradan anlaşıldı) Baykal’ın bu tavrı başta ABD olmak üzere batıda hoş karşılanmadı. Uzatmayayım, yıllarca bilinen özel hayatı deşifre edilerek başkanlıktan ayrılmak zorunda bırakıldı. Gerçi 2008’de bir raporla konu ortaya konmuş, Kılıçdaroğlu öne çıkarılmıştı. İşte CHP’nin DNA’sının bozulma tarihinin miladı diyebiliriz. Sonra da salt Erdoğan’dan kurtulmak için Fetö’cü yapılarla işbirliği, PKK’nın siyasi uzantılarıyla masa altı ittifak kurulması, AK Parti’den ve MHP’den tasfiye edilenlerle ilkesiz, kuralsız bir araya gelinmesi 100 yıllık partiyi galle kuyusuna çevirdiler. Öyle ki; azılı ırkçı, faşist partiye alınıyor, 40 yıllık CHP’liye taktik veriyor. İlk defa 2024 yerel seçimlerinde birinci olan CHP belediyelere ganimete saldırır gibi iktidar hasretlerini gidermek için çöreklendiler. Hatta asırlık parti bir kişinin siyasi hırsı uğruna kendi kimliğini kaybetmek noktasına kadar geldi. Varsa yoksa İmamoğlu, neymiş Erdoğan’ı ancak bu yıkarmış diye kendilerini ikna edip, gözleri önünde yaşanan yasadışı hareketleri bile onaylamaktan kaçınmadılar. Oysa devlet olanı biteni takip etmekte ve en son mahkeme CHP İstanbul İl Kongresini geçersiz sayıp yöneticileri ve il delegelerinin görevlerine son verdi. Yerine partinin içinden 5 kişilik bir çağrı grubunu görevlendirdi. Yılların yöneticileri mahkeme kararını tanımıyoruz, il binasına sokmayız diye feveran ediyorlar. Bu karar aynı zamanda 15 Eylül’deki Büyük Kurultay’ın da iptaline götüreceği için panikten ne söylediklerini şaşırdılar.
CHP içindeki aklı başında olan partililer, gazeteciler ve akademisyenler olanların daha kötüye gitmemesi için uyarma görevi yapıyorlar. En son yılların CHP’li gazetecisi Fikret Bila; “İddia çok vahim CHP delegelerinin para aldığı, oylarını sattıkları iddia ediliyor. CHP tarihinde rastlanmamış bir iddia” demek zorunda kalıyor. Son olarak gazeteci Murat Yetkin; “15 Eylül duruşmasına gelmeden Özgür Özel ve ekibinin görevden alınacağını” iddia ediyor. Velhasıl kelam CHP yangın yerine dönmüş. Geniş bir kesim kafasını elleri arasına alıp, ne olacak bu CHP’nin hali diye derin derin düşünce içindeler. CHP içindeki parazitlerden kurtulursa Türkiye’de rahat nefes alır, demokrasimiz de rahatlar.Yazıyı göndermeden İstanbul CHP İl binasına partilileri ve halkı çağıran Özgür Özel bakın ne diyor. “ İstanbul’daki Atatürk’ün baba ocağına sahip çıkın” diye halkı sokağa çağırıyor. Atatürk’ün baba ocağı dediği mekan ne zamandır, rüşvet, irtikap, iltimasçıların yuvası olmuş. Hırsızlığa Atatürk’ü de kullandınız ya, sizden korkulur. Ne diyelim, ne olacak bu CHP’nin hali?. Kalın sağlıcakla.