YENİ BİR OYUN PEŞİNDELER!
2013’deki 17-25 Aralık kumpasından bu yana başta Erdoğan olmak üzere hükümete yönelik yıpratma, hakaret ve karalama kampanyaları 15 Temmuz darbe girişimine kadar sürdü.
15 Temmuz’da Fetö’nün gerçek yüzü geniş kitleler tarafından görülmesine karşın; başta CHP, İ.P, DEVA, GELECEK ve HDP olmak üzere salt Erdoğan’a karşı oldukları için hala Fetö’yü açıktan açığa terör örgütü olarak görmediklerine şahit olduk. Hatta 2014, 2015 genel ve yerel seçimlerde gizli ittifak halinde seçimlerde işbirliği bile yaptılar. Tepkiler karşısında ne yapalım seçmenin oyuna talip olmayalım mı gerekçesine sığındılar. Artık günümüzde mızrak çuvala sığmaz hale gelince mırın kırın ederek sözde Fetö’ye karşılarmış gibi ağızlarında geveliyorlar.
Hiç unutmam 16 Temmuz sabahı başta Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm muhalif partiler 15 Temmuz’un bir tiyatro olduğunu ileri sürdüler. Bu açıklamalar tabanlarında da dile getirildi. Hatta darbe olduğunu söyleyenlerin üzerlerine yürüdüler, sözle şiddet uyguladılar. Bakıyorum şimdi hem de Fetö’nün yiğeni Ebuseleme Gülen tarafından 15 Temmuz hain darbe girişiminin Pensilvanya’da kararlaştırıldığına ilişkin net bilgileri itiraf etti. Bir yandan da darbenin Fetö’den habersiz yapıldığına dair söylentiler servis ediliyor. Halbuki darbe öncesi 20 milyon dolar bütçeli bir playstation oyunun siparişi verilmiş. Biraz daha ileri gidersek, Fetö’nün öldüğü, Türkiye’ye teslim edildiği gibi spekülasyon haberler sosyal ve yazılı medyadan servis ediliyor.
1999’da Kenya’dan ülkemize gönderilen PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın durup dururken ülkemize getirilmesi aklıma geldi. Hatta devrin Başbakanı rahmetli Ecevit bir soru karşısında; “ Öcalan’ı bize niye verdiler anlayamadım” demişti. Anlaşılan küresel güçler yeni bir oyun peşindeler, gerçi Türkiye olarak yeni oyunları bozacak oyun gücüne sahibiz. Biraz bekleyelim nelerle karşılaşacağız görelim.
ASLAN YATTIĞI YERDEN BELLİ OLUR DA, İNSANIN İNSANLIĞI NERDEN BELLİ OLUR?
Bahçeşehir 7. Bölgedeki 15 Temmuz parkında sabahları yürüyüşe çıkıyorum. Bu sabah yürüyüş sırasında gördüğüm manzara karşısında insanlığımdan utandım doğrusu.. Parktaki tüm masalar kabuklu kuruyemiş artıklarıyla kaplanmış, içtikleri içeceklerin kutuları iki adım ötede çöp kutusu olmasına karşın zahmet etmeyip sağa sola atılmış, pislik her tarafa yayılmış durumda.
Bu arkadaşlara sorsak temizlik konusunda saatlerce nutuk atabilirler. Bakarsın derya gibilerdir…Demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği milliyetçiliği, Müslüman’lığı kimseye bırakmazlar. Lakin yaşam biçimleri bırakın bu kavramları, insan olmanın gerektirdiği kriterlere bile sahip olmadıkları ortada.
Aslan yatağından belli olur derler, ben bunlara insan diyemeyeceğim. Gerçek insanlara hakaret olacağı için bunlar insanlık dışı yaratıklar diyeyim bari. Kalın Sağlıcakla.