Mehmet AKBACAK


Türkiye 15 Temmuz’da ancak kendine geldi!

Başlığı görenler hemen itiraz edeceklerdir. Ne yani daha evvel Türkiye kendinde değil miydi? Evet 1960 darbesinden 15 Temmuz’a kadar Türkiye yönetiminde siyasi irade söz sahibi değildi.


Başlığı görenler hemen itiraz edeceklerdir. Ne yani daha evvel Türkiye kendinde değil miydi? Evet 1960 darbesinden 15 Temmuz’a kadar Türkiye yönetiminde siyasi irade söz sahibi değildi. Asker, yargı, sivil bürokrasi ve tekelci sermayenin işbirlikçileriyle oluşan ittifak her zaman egemendi. İşleri bozulduğu zaman bazen komünizm, bazen şeriat ve bazen de kardeş kavgaları bahanesiyle ülke yönetimine çörekleniyor, demokrasiyi katlediyorlardı. Her darbeyle güdük olan demokrasimiz daha da güdükleşiyor ve sürekli geri gidiyorduk. Ve en önemlisi bu arada milyarlarca dolarımız çarçur ediliyor, İstanbul sermayesine peşkeş çekiliyordu. Bilmem hatırlar mısınız?. İşverenler Sendikası Halit Narin 12 Eylül’den sonra“ Hep işçiler güldü, artık biz güleceğiz. Devlet özel borçlarımızın bir kısmını üstlensin” diye cuntacılara direktif veriyordu. Nerelerden geldiğimizi unutmayalım diye hatırlatıyorum.

 

AK Parti’nin yönetime gelmesiyle ilk yaptığı icraatlardan en önemlisi askeri vesayeti sona erdirmekti. Bunu da başardı. Devlet içinde kendi kadrosu yoktu. Kırmızı ışıkta bekleyen adam hükümetin yasal atamalarını sürekli veto ediyordu. Devlette kadrosu olmayan AK Parti haliyle varolan bürokrasiyle çalışmak zorunda kaldı. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarını genişleten yargı askerde cemaat elemanlarına yer açarak 1990’lardan bu yana sızan kadroları önemli yerlere yerleştirildi.

 

Erdoğan’ın Davos’ta One minute demesiyle cemaat harekete geçirildi. 7 Şubat Mit krizi ilk ciddi bir operasyondu. İplerin ilk defa koptuğu zamandır. Bunu Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık yargı darbesiyle ard ardına Cemaat Erdoğan’ı hedefleyen darbe girişimlerine devam etti. Bu tarihlerde ‘’ Çözüm Süreci” diye adlandırılan PKK’nın ülke dışına çıkarılması ve silah bırakması gündeme gelmişken başta ABD, Almanya ve İsrail gibi ülkelerin devreye girmesiyle çözüm süreci çökertildi. Güneydoğu’da PKK çok önemli bir konuma geldi. İlginçtir; o bölgede görev yapan generallerin tamamının Fetö’cü olduğu ortaya çıktı. Aynı ‘Gezi’ ayaklanmasında göstericilere abartılı sert davranan polislerin, emniyet müdürünün ve valinin gerçek kimliklerinin açığa çıkması gibi..

BU ARADA MUHALEFET NEREDE DURDU

Artık ‘cemaat, hizmet hareketi’ kavramları tuz buz olduğundan ‘Paralel Yapı’ kavramı kullanılmaya başlandı. Bu arada 17-25 Aralık yargı darbesiyle, CHP’nin daha önce F tipi diye aşağıladıkları yapıyla ortaklaşa hareket etmeye başladılar. Kasetlerin meclisde okumaları, Zaman Gazetesi’ne ve Samanyolu TV’ye sahip çıkmaları paralel yapıyı bayağı cesaretlendirdi. Neymiş efendim ‘basın özgürlüğü’ kisvesini kalkan olarak kullanmaya kalkıştılar.

 

En son Askeri Şura’da tasfiye edileceklerini anlayınca darbenin düğmesine bastılar. Şansa bakın ki; helikopter pilotu binbaşının Mit’e gelerek darbe yapılacağı ihbarını yapması, darbenin saati 03.30 iken, panikleyen darbeciler darbe saatini 20:30’a çekince işler değişti. Gece yarısı herkes uykuda iken darbe kolayca gerçekleşebilirdi. Erdoğan’ın insanları sokaklara, havaalanlarına çağırmasıyla milyonlarca genç, yaşlı, kadın, erkek darbecilere, tanklara ölümüne karşı koydular.

Maalesef darbeye karşı çıkanlardan 253 kişiyi şehit verdik, binlerce yaralı hastaneleri doldurdu. Son zamanlarda pek duyulmaz oldu ama, muhalefet darbeye tiyatro diyerek Fetö’cülerin ekmeğine yağ sürdü. En son Fetö’nün yiğeni ve kendi aralarında oluşan çekişmelerden dolayı darbeyi açıkça yaptıklarını ifşa ediyorlar.

60 Darbesini saymazsam (Çocuktum) 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ı yaşayan birisi olarak bu güne kadar hiçbir darbeci yargılanmamıştı. AK Parti döneminde 12 Eylül ve 28 Şubat darbecileri yargılandı. Fetö’cü darbeciler hakkında 289 fiili darbe davasının tamamı karara bağlandı.206’sı Yargıtay tarafından onaylandı. 634 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet, 1366 kişi hakkında müebbet, 891 kiş hakkında süreli hapis. Toplamda 4891 kişi hakkında mahkumiyet kararı verilmiş. 2870 kişi beraat, 964 kişiye de ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş.  Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu, Fetö’cüleri görevlerine döndüreceğim diyerek yargı kararlarını hiçe sayıyordu.

 

Bazen AK Parti’ye karşı olanlar bile bugün iyi ki darbeciler başarılı olamadılar diye sevinçlerini göstermeye başladılar. Türkiye demokrasisi için bu bile yeter diyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik gününde şehit olanlara Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Kalın Sağlıcakla.