Mehmet AKBACAK

Tarih: 21.09.2024 22:49

NARİN CİNAYETİ TÜRKİYE’Yİ SARSTI!

Facebook Twitter Linked-in

         NARİN CİNAYETİ TÜRKİYE’Yİ SARSTI!

    21 Ağustostan bu yana Türkiye Narin’in kayboluşu ve cinayetini konuşuyor. Bırakın iç gündemi Gazze konusu bile gölgede kaldı. Yakın zamanda İsrail’in Lübnan’a siber saldırıları bile fazla gündemi işgal etmedi. Bende kişisel nedenlerden dolayı 15 gündür yazı yazamamıştım. Haliyle Narin konusunda bir şeyler karalamak istedim. Lakin bu konuda medyada her yazar sanki dedektif gibi analizler yaparak kamuoyunu meşgul etmekteler. Ben de bu koroya katılmaktansa  sevgili Atilla Yayla’nın yazısından bir parça alıntı yapmak istiyorum.

   “ Türkiye yaklaşık bir aydır Narin cinayetiyle meşgul. Hem geleneksel hem de sosyal medyada bu korkunç cinayet ana konulardan biri. Cinayetin aydınlatılması yolunda adalet ve güvenlik makamlarının titiz ve takdire şayan çabaları sayesinde epeyce mesafe alındı.

    Bu cinayetin birçok bakımdan değerlendirmesi mümkün. Cinayet elbette genel insani duruma, Türkiye’ye, öldürmenin vuku bulduğu bölgeye ve aileye dair işaretler vermekte.

      Her şeyden önce Narin cinayeti çok üzücü. 8 yaşında masum bir kızın öldürülmesini hiçbir akıl ve vicdan kabul edemez. Ancak ne var ki, bu tür vahşi cinayetler ve sarsıcı suçlar sadece Türkiye’de ve belli bir bölgede ortaya çıkmıyor. Narin olayına ilişkin değerlendirmelerde zaman zaman karşımıza çıktığı gibi ailenin Kürt olması bu cinayetin bütün Kürtlere mal edilmesini gerektirmez ve haklılaştırmaz. Bu yaklaşım suçların şahsiliği ilkesine de aykırıdır. Herkes hatalarından dolayı şahsen sorumludur. Aynı şekilde, ailenin dindar veya seküler olmasının da suçla bir ilgisi yok.

     Bir diğer ve daha çok mahalli kültürü yansıttığı söylenebilecek bir durum da suçluların kolektif olarak korunması çabası. İlginç bir şekilde, suçluyu veya suçluları korumak için köy ve aile çapında kolektif bir çaba sergilendi. Deliller karartılmaya çalışıldı, kasıtlı olarak yanlış ihbarlar yapıldı ve Narin’i arama çabalarının yönlendirilmesi için çaba sarfedildi. Bunu bir taraftan bölgede hala egemen olan feodal kültürün yansıması bir taraftan da aile yapılanmasının ve egemen kültürün bir sonucu olarak görmek ve yorumlamak mümkün.

   Umut ediyorum ki bu vahim vaka insanlardaki iyi hasletlerin harekete geçmesine ve daha az kötülük yapılması yolunda bir müşevvik sağlanmasına katkıda bulunur.”

      Atilla Yayla hocam olayın arka planını açıkça ortaya koymuş. Yoksa Narin cinayetinin bazılarının yaptığı gibi magazinsel, bazılarının da siyasi ve kültürel alanda yaptıkları sansasyonel yaklaşımlarla reyting uğruna meze yapılması aşağılık bir harekettir. Kalın Sağlıcakla.

                                                  


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —