KADER Mİ İHMAL Mİ ?
Türkiye'nin önemli bir kısmını yıkan Depremle beraber topyekûn bir millet olarak yaralar aldık. Yürekler yaralı, gözler yaşlı gönüller kırık. Birbirimizi teskin etmeye, yaraları sarmaya, yeniden ayağa kalkmaya çalışıyoruz.
Biz Müslüman bir ülke ve millet olduğumuza göre, olay ve hadiselere bakış açımız bu merkezden olacaktır. Bütün inanç ve görüşlere elbette saygımız vardır. O onları ilgilendirir. Bizi ayakta tutan mayamızda dini, milli inançlarımızdır.
Memlekette büyük bir acı
Yürekler hep kan ağlıyor
Kimi depreme ''kader'' diyor
Kimi de ''ihmale'' bağlıyor.
Kader! Kur'an'ı Kerim'de ve sözcükte "ölçü" anlamına gelmektedir. Kâinatta hiç bir şey kendiliğinden başı boş ölçüsüz, plansız, projesiz tesadüfen olamaz. Her şey Allah'ın emri ve bilgisi dahilindedir. “O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Kuru yaş ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır” (En‘âm suresi 6/59)..
Kader! Allah'ın kanunu yasasıdır. "Levhi Mahfuz da" bu ilahi kanunlar yazılı değişmez her şey kayıt altına alınmıştır. Allah’ın ezelî ilmiyle "Geçmiş, gelecek, şimdiki zaman" dilimlerinde meydana gelecek bütün olayları ve bu çerçevede insanın özgür iradesine bırakılan sonuçlarını bilip kaydetmesi, yeri ve zamanı geldikçe bunları yaratması” anlamına kaza ve kader ve Kazan'ın meydana gelmesine de “ilâhî taktirdir” diyoruz..
Bir yanda kaderle savaş
İmanın varsa biraz yavaş
Musibeti kadere bağlayan
İbret al hatalarınla savaş.
Allah CC bize dünya ve ahiretimize ışık tutacak üç kitap yaratmıştır. "Kur'an'ı Kerim, peygamberimiz ve kâinat kitabı..." Bu üç kitabı iyi okumak, anlamak, araştırmak ve tatbik etmek mecburiyetindeyiz. Kâinat kitabında yazılı olanlarda kâinatı iyi okumak ilmi - bilimsel fizik, kimya, matematik kurallarına uyğun çalışmalar yaparak o kanunlara uymaktır. O kanunlar çerçevesinde işlerimizi yapmak zorundayız.