HÜDAPAR’IN HDP’DEN EN ÖNEMLİ FARKI NE?
Türkiye uzun yıllar tek parti zihniyetinin ideolojik kodlarıyla yönetildi. Öyle zamanlar yaşandı ki; resmi ideolojiye karşı çıkanlar (bilhassa darbe dönemlerinde) düşman olarak gösterildiler. Baskı gören gruplar, ideolojiler ve farklı kimlikler kendilerini ifade edebilmek için illegaliteye geçtiler. Hatta bazıları da terörü politika haline getirdiler. Bu durumu en iyi şekilde 12 Eylül Cunta döneminde yaşananlara bakarsak G.Doğu’da PKK’nın ve daha sonra Hizbullah’ın doğuş nedenlerini görebiliriz.Yaptığım analizle bu örgütlerin oluşum nedenlerini haklı göstermiş olmak istemiyorum. Baskının olduğu yerde demokratik talepler rağbet görmez. Ayrıca bazı karanlık yapıların desteklemesi ile ilerde toplumun içinden çıkamayacağı sorunların derinleşmesine ve kutuplaşmanın had boyutlara çıkmasına neden olunmuştur.
Bölgede ilk zamanlar ‘Sol’ görünümlü aslında ABD’nin güdümünde kurulan PKK kısa sürede kitleleri pasifize ederek etkin hale getirilmiştir. Buna tepki olarak da aynı karanlık odalar tarafından dini sembolleri kullanan Hizbullah terör örgütü kurulmuştur.
AK Parti’nin iktidara gelişiyle başlattığı reformlar sayesinde baskı altında kalan grupların demokratik hayata geçmesi için ‘Kürdüm, ben Şeriatçı’yım, ben Alevi’yim, ben Kominist’im’ diyebilme özgürlüğü yaratılmıştır. Ayrıca teröre bulaşmadan siyaset yapma olanakları getirilmiştir. Böylece şimdiye kadar konuşulmayan, tartışılmayan tabu olan sorunlar tartışılmaya, konuşulmaya başlanmış toplumda demokrasi rüzgarları esmeye başlamış. Erdoğan; ‘Kürt Sorunu’ benim sorunum diyerek elini taşın altına koyarak çözüm için adımlar atmaya başlamıştır. Akil adamlar, İmralı’yla görüşmeler, BDP’nin siyasi aktör olarak önem kazanması bu dönemde yaşanmıştır. Fakat ne yazık ki; PKK’nın varlığının devamında yarar görenler (Silah ve para yardımını açıkça yapanlar) çözüm sürecini parçaladılar. Buna da en büyük destek HDP, CHP ve Fetö’cülerden geldi. Türkiye’nin partisi olacağım sözünü veren Demirtaş ekibi maalesef PKK’nın sözünden çıkamadı. Meşhur Hendek- Çukur olaylarının yaşanmasını destekledi. Yasin Börü ve arkadaşlarının katline neden oldu.
Yasin Börü ve arkadaşları Mustazaf Derneğine mensup Kürt kökenli dindarların oluşturduğu bir grubun elemanı.. Bir zamanlar bölgede faaliyet gösteren Hizbullah adı verilen terörist bir yapının siyasi yapının uzantıları olarak biliniyor. Fakat daha sonra bu politikaya karşı çıkarak legal siyaset yapmak için HÜDAPAR adında parti kurmak suretiyle yollarını ayırdılar. 2012’den bu yana bölgede bu partiyle ilgili tek bir sorun yaşanmamıştır.
Bugüne kadar 15 Temmuz’da darbeye karşı sokağa çıkan, referandumda evet kampanyasına katılan, 2018 seçimlerinde Erdoğan’ı desteklediğini ve bugüne kadar kamuoyundan tepki almayan Hüdapar Cumhur İttifakı’na katılacağı haberiyle bazı yayın organlarında, sosyal medyada linç edilmeye başlanması ilginç değil mi?. Aslında PKK terör örgütüyle ilişkisini reddetmeyen ülkenin bölünmesini açıkça siyasetlerinde belirten bu yapıyı görmezden gelip, terörü reddeden, ülkenin bölünmesine karşı çıkan Hüdapar’ın HDP’den farkını gizleyen çevreler aslında PKK’nın terör tarafını gizlemeye çalışarak HDP’yi öne çıkartmaya çalışıyorlar. İşte Hüdapar’ın HDP’den en büyük farkı budur. Birisi teröre karşı, diğeri teröre karşı çıkmayıp hatta destek vermesidir. Çünkü PKK’nın arkasında ABD, AB, İsrail ve küresel güçler vardır. Küresel güçlerin içerdeki işbirlikçileri haliyle PKK’yı görmezden getirmeye çalışarak HDP’yle ittifak yapmanın yollarını döşemeye çalışıyorlar.
HDP’yi Kürtlerin tek siyasi temsilcisi gibi göstermek isteyenlerin karşısına Hüdapar çıkınca oyunları bozuldu. Hüdapar Genel Başkanı ilginç bir konuya değindi. “Yapılan anketlerde bizim oyumuz % 1’in altında, binde 3-5 falan oyumuzun fazla önemi yok gibi fakat biz dengeyi bozduk” diyerek üzerlerine yapılan saldırıların nedenini ortaya koydu. Ayrıca SP, GP’si gibi muhafazakarları yanına alıp topluma mesaj vermeye kalkışan CHP’nin, Yeniden Refah Partisi ve Hüdapar’ın Cumhur İttifakı’na katılması toplumdaki dindar ve muhafazakar kesimlerde yaratmaya çalıştıkları sahte politikaların çöpe gideceği korkusuyla Hüdapar’a saldırıyorlar. Halbuki bugüne kadar Hüdapar’la SP’nin, GP’nin, Deva’nın görüştüklerini söyleyen Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu; yapılan saldırı ve suçlamalarının Erdoğan ve AK Parti düşmanlığını yapan küresel güçlerin içerdeki uzantılarının yansıması olarak gördüklerini ifade etti.
Erdoğan’ın Cuma Namazı çıkışlarında demeç vermelerine tahammül edemeyenler, bakıyorum seçimler yaklaşınca Cuma Namazına gidip çıkışta demeç veren Kılıçdaroğlu’na sessiz kalmalarına ne dersiniz. Siyasal bilimci; “ Rakibinize benzeyerek oyunuzu artıramazsınız. Aslında rakibinizden farklı olduğunuzu ve daha iyi projelerinizi ortaya koyarsanız kazanırsınız” diyor. Kalın Sağlıcakla.