DÜNYAYI ATEŞE ATTIĞINIZIN FARKINDA MISINIZ?
Günlerdir üzerinde tartışılan ABD, İran’a saldırıcak mı, saldıracaksa ne zaman saldıracak derken, sonunda ABD, İran’a saldırdı. İktidara gelirken dünyadaki savaşları durdurma sözü veren Trump maalesef küresel güçlerin baskısına dayanamayıp Netenyahu’yla birlikte olup yeni felaketlere yol açacak saldırgan politikaları devreye soktu. Sanki savaşçılık oyunu oynar gibi askerlere ve sivillere zarar vermediklerini söylüyorlar. Halbuki bu saldırıyla dünyayı ateşe attıklarının farkında değiller mi?. Farkında olmazlar mı?. Yeter ki; çıkarlarına zarar gelmesin, isterse dünya yangın yerine dönsün. Peki bu nereye kadar devam edecek. Tarihte yaşananlara baktığımızda zulmedenler, zalimler en son yarattıkları şiddetle mahvolup gitmişlerdir.Umarım tarih bizi yanıltmaz.
5.KOL FAALİYETİ Mİ DERSİNİZ NE DERSENİZ DEYİN!
Dünya yangın yerine dönmüşken içerde kimileri manipülasyon, dezenformasyon ve aklınıza ne gelirse toplumun zihin dünyasını karıştıracak, kargaşa ve kin tohumlarıyla insanları zehirleyecek sözleri piyasaya boca ediyorlar. Bugüne kadar gazeteciliğini namusuyla yaptığına tanıklık edecek tek bir kişinin bulunmadığı Fatih Altaylı yine iftira ve tehditleriyle gündemi meşgul etti.
Bakın youtube kanalında neler söylüyor. “Bu millet geçmişte padişahını boğmuştur. Hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman…Boğulan, suikasta kurban giden, ya da intihar ettiği öne sürülen çok sayıda Osmanlı padişahı var”. Neymiş halkın %70’i Erdoğan’a karşıymış, halk istemiyormuş sonu padişahlara benzermiş, anlamında tehdit ederek seçilmiş Cumhurbaşkanımıza aba altından sopa gösteriyor. Bundan dolayı gözaltına alındı, daha sonra da tutuklandı. Bakın savunmasında ne diyor; “ Ben tarihi bilgiler verdim, Cumhurbaşkanımızı kastetmedim”. Hem kel hem fodul hesabı tarihte hiçbir padişahımız halk tarafından boğdurulmamıştır. Genç Osman’ı boğanlar cuntacılardır. Yine hiçbir padişahımız intihar etmemiştir. Sultan Abdülaziz’i katleden saray cuntacıları bileklerini keserek intihar süsü vermeye çalışmışlardır. Katiller zamanı gelince yargılanıp gerekli cezaya çarptırılmışlardır. Hiç kıvırmaya gerek yok, açıkça Erdoğan’ı hedefledim desene! Benim anlamadığım bir mevzu da şu; gazeteci kimliğine bürünerek suç işliyor, birileri hemen sahip çıkmaya çalışıyor. Neymiş; gazeteci düşünce özgürlüğünü kullanmasın mı? Kullansın, kimse kullanmasın demiyor ki; ama kimse de mesleği ne olursa olsun hakaret, tehditkar ifadeler kullanıp da, sıkışınca ifade özgürlüğüne sığınmasın. Erdoğan; 1994 yılından bu yana girdiği bütün seçimleri başarıyla kazanıp, halkın iradesinin temsilcisi sıfatıyla görev yapmaktadır. Halkını temsil eden kişiye padişah, diktatör gibi sıfatları direk ve dolaylı yakıştırmak, başta Türk Milletine hakarettir. Herkes ağzından çıkana mukayyet olsun.
İsrail- İran savaşı gündemin ana konusu olmasına rağmen İmamoğlu ve CHP konusu gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. İBB’de gözaltılar ve tutuklamalar başladığında başta Özgür Özel olmak üzere koro halinde suçlamaları gizli tanıkların ifadelerine dayandırıyorlardı. Oysa ilk zamanda gizli tanık sayısı 2’ydi, gerçek tanık sayısı 10’un üzerindeydi. Bu iddia tutmadı. Bu seferde etkin pişmanlıktan yararlanmak için itiraflarda bulunanlar için baskı yapıldığını iddia etmeye başladılar. İtirafçıların sayısı 30’u aşınca bakın İmamoğlu ne diyor.” Gerekirse o iftiraları imzalayın. Çocuklarınızın geleceği özgürlüğümden daha kıymetli”. Lider dediğin böyle olmalı dedirtecek çıkış , lakin hala kumpas peşinde, sanki itirafları yapanları iftira etmek zorundalarmış gibi gösterip mahkemede yalan söylemelerine zemin hazırlıyor. Savcılık iftirayla, itirafı ayırt edecek kadar bu işi bilen bir makam… Boşuna çırpınma, başkalarını da anaforuna çekme CHP bu ülkeye yararlı olacak bir kuruluş, ona kimsenin ferdi çıkarları için zarar verilmesine hem yasalar ve hem de kamuoyu izin vermeyecektir. Kalın Sağlıcakla.
