YENİ BİR MADIMAK HAYALİ KURANLAR!
Bundan 32 yıl önce Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kalacak Sivas’ta Madımak Otel’ini yakarak dumandan boğulan 35 kişinin acısı hala yüreklerimizi yakmaya devam ediyor.
Olayı salt ‘Şeriatçılar’ tarafından oteldeki aydınların katledilmesi üzerinden yorumlarsak sağlıklı sonuca ulaşamayız. İsterseniz 1990’lı yıllara şöyle bir bakalım. Türkiye’nin tarihinde 1990’lı yıllar kadar karanlık bir dönem yaşanmadı dersem abartmış olmam.
1989 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Komünizm tehlikesi ortadan kalkınca emperyalistler yeni bir düşman aramaya başladılar. Başımıza 1984’den beri PKK belasını salan ABD ve İsrail, bununla yetinmeyip gelecekte alternatif olabilecek İslam’ın gelişmesini engellemek önlemler almaya başladılar. Önce PKK’nın önündeki engelleri ortadan kaldırmaya başladılar. Önce Kürt konusunda rapor hazırlayan Adnan Kahveci’yi trafik kazası süsü verilerek ortadan kaldırdılar. 24 ocak 1993’de gazeteci Uğur Mumcu arabasına konulan bombayla katledildi. Cenaze törenine bende katıldım. Törende atılan sloganlar; “Kahrolsun Şeriat, Türkiye Laiktir, Laik Kalacak, Mollalar İran’a” gibi İslami kesimi hedef alan sloganlardı. ( Ben hiç birisine katılmadım. Ankara’dan geldikten sonra Damla Gazetesi’nde Kazım Yeşilyaprak’a mektup diye bir yazı yazarak demokrasinin önündeki tehditlerden bahsetmiştim. Arşivde olabilir) Uğur Mumcunun katli Türkiye’yi karpuz gibi ikiye ayırıverdi. Hala bu durumdan kurtulabilmiş değiliz. Tabi bu arada gazeteci Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy gibi Atatürk’çü aydınlar bombalarla katledildiler. Malum medya ve CHP İslamcıları hedef gösterdiler.
17 Şubat 1993’de tartışmalı uçak kazasında Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis hayatını kaybetti ( Suikast olduğu apaçıktı, üstü örtüldü.) arkadan general Bahtiyar Aydın ve Cem Ersever katledildiler.
En büyük operasyonu 17.Nisan.1993 günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal resmi kayıtlara göre kalp kriziyle hayatını kaybetti. Yıllarca bazı uzmanlar bir nevi suikastla öldürüldüğünü iddia ettiler. Yazının ana konusuna gelince; Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabını yayınlayan Aziz Nesin’in Sivas’ta konferans vermesi, bir takım karanlık güçleri harekete geçirdi. Sivas halkı günlerce bu konuda kışkırtıldı. Camiden çıkan halk konferansın yapıldığı yere yöneltilerek protestolarını yaptılar. Buradan ayrılan bir grup aydınların kaldığı Madımak Otel’inin önünde toplanmaya başladı. Bu zamana kadar güvenlik sorumluları göstericileri engellemek için hiçbir harekette bulunmadılar. Halbuki o gün Aziz Nesin Başbakan Yardımcısı Prof.Dr. Erdal İnönü’yle 8 saat konuşup yardım istemesine karşın kimsenin kılı kıpırdamadı. Gazeteci Cüneyt Özdemir 32. Gün proğramında göstericilerin önünde 10’nun üzerinde silahlı asker vardı. Ne olduysa, askerler çekildi, kim çektirdi bilen yok. Hatta yayında “ Korkumuzdan bu askerleri gösteremedik” demişti. Velhasıl yukardan beri yazdığım olaylarla Türkiye 28 Şubat darbesinin alt yapısı oluşturulmuş oldu. Bu olaylara ilaveten Güneydoğuda yüzlerce insan faili meçhulle yok edilirken, binlerce köy boşaltılıp PKK’ya bir nevi can suyu verilmiş oldu. 28 Şubat’a ‘Şeriat ve Kürt Bölücüler’ tehlikesini bertaraf etmek için gelindi. 90’yıllar gerçekten karanlık ve acımasız yıllardı. O yıllarda Fetö terör örgütü devlete iyice yerleşti, yerleştirildi. Çok şükür 15 Temmuz’la Fetö’den kurtulduk. 12 Mayıs’ta da PKK kendini feshetti. Bu iki sorunu ortadan kaldırmaya çalışırken elin oğlu boş durur mu? PKK’nın silah bırakmaması için hem içerde ve hem de dışarda bir sürü operasyon çekmeye çalıştılar. Türkiye bunları gale bile almadan halletti.
BU SEFER CHP’Yİ KULLANMAYA ÇALIŞIYORLAR
Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok. 19 Mart’tan bu yana gazetelerde, TV’lerde, Sosyal Medya’da tartışılıyor. Seçimlere 3 yıla yakın süre varken İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı seçiliyor.(Diploması sahte yolla aldığı kanıtlanmasına rağmen) CHP o tarihten bu yana İmamoğlu’yla yatıyor, İmamoğlu’yla kalkıyor. En son sağduyulu CHP’liler bile bu duruma itiraz ettiler. Kurultayın mahkemeye taşınması da CHP’yi ikiye böldü. En tehlikeli kişi Kılıçdaroğlu oluverdi. Düne kadar yere göğe koymuyorlardı. Giderken salya sümük ağlayanlar şimdi yine salya sümük küfrediyorlar. Mahkeme davayı 8 Eylül’e erteledi. Dananın kuyruğu o zaman kopacak. CHP sağlıklı ellerde olursa ülke rahatlar ve Batı’nın vesayetinden kurtulur.
YENİ BİR MADIMAK ASLA OLMAZ
26 Haziran tarihli Leman Dergisi’nde Hz.Muhammed ve Hz.Musa’nın tasvir edildiği yayınında sonra İslami duyarlılığı olanlar Leman Dergisi önünde protesto gösterilerinde bulundular. Bu tür olaylarda en uç davranışlarda bulunanlar kitleyi peşlerinde sürüklemek için olmadık senaryolar icad ederek kalabalığı provokasyona getirmeye çalışırlar. Sanki Madımak’ın intikamını almak için binayı yakalım diyenler boy göstermiş. Fakat kitlenin çoğunluğu bu öneriye sahip çıkmamış, ayrıca güvenlik güçleri her türlü önlemi alarak çıkabilecek nahoş olaylara meydan vermeyerek kitlenin sessizce dağılması sağlanmış. İkinci bir Madımak vakasını bekleyenler hüsrana uğramış oldu. Bu tür olaylarda devlet, hükümet yol vermezse kitle sabun köpüğü gibi dağılır gider. İşin ilginç tarafı Leman’dan 4 kişi gözaltına alınırken, yönetici iki kişi Yunanistan’a kaçmış. Dedeleri de kaçmıştı.
Leman Dergisi’nin provokasyon yayınına toplumun büyük çoğunluğu karşı çıkarken sadece Özgür Özel hem Muhammed’e sahip çıkarken, hem de Leman Dergisi yöneticilerine sahip çıkmıştır. Ne yapsın salt dergiye sahip çıkıyorum deme cesaretini gösteremezken nüfusun çoğunluğu Müslüman olan halkın Peygamber’ine de sahip çıkıyormuş gibi davranıyor. İşin en ilginç yanı, o tarihlerde çocukların Kuran Kurs’larına gitmemesi için kampanya başlatmışlardı. Seçimlerde halkın karşısına nasıl çıkacaklar bakalım. Kalın Sağlıcakla.
