SURİYE, SURİYELİLER BİRDEN KIYMETLİ OLUVERDİLER!
2011’de başlayan iç savaş sonunda milyonlarca insan yaşamını kaybetti, milyonlarca insan mülteci durumuna düştü. Yıllarca canlarını kurtarmak için zor şartlarda yaşam mücadelesi verirken, Aylan bebek gibi yaşamlarını yitiren binlerce insan gözlerimizin önünde yok oldular. Aynı Gazze’de olduğu gibi Suriye’de de yaşanan katliamlara trajedilere gözlerini ve yüreklerini kapattılar. Bu konuda en duyarlı davranan Türkiye oldu. Hem dışardan ve hem de içerdeki Esed’ciler yaşanan iç savaştan Türkiye’yi sorumlu tuttular. ABD destekli PKK’ya alan açılırken müdahale eden Türkiye’ye başta ABD, Rusya, İran ve İsrail karşı çıkarken, içimizdeki Esed’ciler de Suriye’de ne işimiz var diyerek Esed’in politikalarına destek verdiler. Sanki bunlar yaşanmamış gibi 8.Aralık’tan sonra Suriye’de yurtseverler iktidara geldi. Nusayrilere, Hristiyanlara katliam yapacaklar diye kaos ortamına zemin hazırlarken 11 yıl boyunca devrim için hazırlananların hiç de öyle olmadığını gördüklerinde, bu sefer yeni yönetimle ilişki kurmak için Türkiye’den arabulucu olunmasını istediler. ABD’si, Almanı, Fransızı sıraya girdiler. Yeni oluşumda yer kapmaya çalıştılar. Bunlar böyle davranırken bizim içerdekiler de boş durur mu?. Daha geçenlerde Bolu Belediye Başkanı Suriyelilere karşı hukuksuz icraatlarını ballandıra ballandıra anlatırken hiç kimse ne yapıyorsun demedi.
İkide bir, Belediyeler Birliği Başkanıyım diye ahkam kesen beyefendiden de çıt çıkmadı. Baktı ki; gündeme ‘Pışık’ dedi diye sarakaya alınınca sırf gündemde kalabilmek için Suriye’ye gitmek için randevu talebini, Şam Valiliği Erdoğan gelmeden gelemezsin diye geri çevirince istediği reklamı yapamadı. Gitmek istemesinin nedeni; Şam’da belediye hizmetlerinde önderlik etme, hatta daha ileri giderek Suriye’nin ‘demokratik, laik’ bir yönetimin kurulması için çaba göstermek istediklerini açıklamış. TV’de dinleyen bir vatandaş aynen şunları söyledi. “Sen önce İstanbul’da otobüsleri çalıştır, metro merdivenlerini tamir et de, Suriye şurda kalsın. Adamın yaptığı aynen selden kütük kapmak. Sana kimse kütük kaptırmaz, sel gelirken neredeydin.
BALON PATLADI
Günler önce saat 15.00’de büyük bir sürprizim var diye başta kendi tabanını, medyasını ayağa kaldır, sonra çıka çıka cebinden kırmızı kart çıkar. Neymiş; halk kırmızı kart göstererek iktidarı erken seçime zorlayacakmış. Partinin delegeleri seni devirmek için kırmızı kart göstermeye hazırlanıyorlar haberin olsun. Kırmızı kart olayına en büyük tepkiyi CHP yancıları gösterip, Kılıçdaroğlu’nu arar hale geldiklerini söylemek zorunda kaldılar. Portakalından, mandalinasına kadar hepsi şok içindeydi. Ne diyeyim Allah CHP’lilere ecir sabır versin. Kalın Sağlıcakla.
