BEŞŞAR ESAT DİKTATÖRMÜŞ AMA LAİKMİŞ!
63 yıldan bu yana Suriye’de iktidarı gasp eden Hafız Esat ve oğlu Beşşar Esat’ın egemenlikleri sona erdi. Bu cümleyi kullanmak çok basit. 63 yılda milyonlarca Suriyeli katledildi, işkencelerden geçti, zindanlarda yok edildi ve milyonlarcası vatanlarını terk ederek mülteci oldular. Mülteci olmak gerçekten ayrı bir zulüm, sanki ülkene ihanet etmişsin, kendi canını kurtarmak için kaçmış gibi aşağılanması, ırkçı faşist partilerin propagandalarıyla toplumu zehirleyerek Suriyeliler üzerinden toplumda çatışma çıkartmaya kadar ileri gittiler. Çok şükür bazı münferit olaylar dışında canımızı sıkacak olaylar yaşamadık. İşin ilginç tarafı Suriye konusu tartışılırken birinci sorumlu olarak Erdoğan hedefe konurken, ikinci olarak mülteciler hedefteydi. Ya Kardeşim! El insaf Esat’ın, ABD’nin, İngilizlerin ve İsrail’in hiç günahı yok mu?. Bir günden bir güne Erdoğan’a diktatör diyenler Esat’a diktatör diyemediler. Biraz sıkışınca da o ama laik diyerek adamı temize çıkarmaya çalıştılar.
2011’den bu yana Erdoğan’ın Suriye’de demokrasi için reform yapması çağrılarına kulaklarını tıkayan Esad kanlı iç savaşta binlerce insan katledilirken 7-8 milyon insan vatanlarını terketmek zorunda kaldılar. En az bizde 3-3.5 milyon Suriyeli mülteci yaşıyor. Son olarak yapılan kapı arkası görüşmelerde bir araya gelme, sorunları ortaklaşma çözme önerilerine cevap vermeyen Esat halkından kaçarak Rusya’ya sığındı. Mültecilerin ahını alan Esat kendisi ‘mülteci’ oldu. Daha doğrusu halkına zulmeden diktatör hesap vermeden kaçtı. Gün gelir Suriye halkı ve barışseverler yüce divanda yargılarlar.
BİZİM ESATÇILAR KARALAR BAĞLADI
Esat’ı yere göğe koymayanlar Esat’ın kaçtığını görünce ilk olarak balık otu yemiş gibi aptallaştılar ne diyeceklerini bilemediler. Esat’ın yıkılmasının arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu söylemeye başladılar. Ülkede büyük bir kaos oluşacak bundan da en çok Türkiye zarar görecek diye sözde Esat’ı korumaya çalıştılar. Irak’ı, Libya’yı örnek göstererek sonra pişman olmasınlar diye sözde Suriyelileri uyarıyorlar. 2011’den bu yana rejim muhalifleri bugünler için hazırlanırken, konjöktür gereği şartların hazır olmasıyla 12 günde katil Esat’ın rejimine son verdiler. Kendi güçleriyle, alınterleriyle hedeflerine ulaştılar.
Artık bundan sonra yapılacaklar daha da önemli… Tüm Suriyelileri bir arada tutacak varolan gurupların temsil edildiği bir anayasa yapılarak ülkede barış ve huzurun sağlanmasına gidilecektir. Bazı ülkelerin ve grupların oyununa gelir, kuruluş süreci sağlıklı yürütülemezse, başta Suriye ve bölge ülkelerinde kaos ve çatışmalar kaçınılmaz hale gelir. Umarım bu hataya düşmezler. Bugüne kadar yapılan açıklamalar gelişimin olumlu olacağının sinyallerini vermekte.
Bazıları Suriye Devriminden rahatsızlıklarını gizlemek için Libya ve Irak örneklerini vererek Esat yıkılmasa daha iyiydi demeye getiriyorlar. Suriye’de devrimi Suriyeliler gerçekleştirdi. Libya ve Irak’taki rejimleri ABD ve Batılı güçler yıktı. Halk figüran olarak kullanıldı. Tarihteki bazı olaylardan ders çıkaracaklarını düşünüyorum. Esatçılara son sözüm; konuşmayın sessiz kalın. Çünkü konuştukça batıyorsunuz. İşin ilginçliğine bakar mısınız?. Dün Ayasofya’da Cuma Namazı’nın kılınmasına karşı çıkanlar, şimdi de Emevi Camisi’nde Cuma Namazı kılınmasına şimdiden karşı çıkıyorlar. Bunlar mı Türkiye’yi yönetecekler şaşarım akıllarına!
49 YILLIK BİRLİKTE YAŞAMIN HİKAYESİ
Necla hanımla, 1975 yılı 4 Eylül’de düğünümüzü yaparak evliliğe adımımızı attık. 1980-84 arası ben sürgünlerdeyken, o da yalnız iki çocukla zorluklar içinde yaşam mücadelesi verdi. 1984’de eş durumundan dolayı binbir güçlükle Düzce Nüfus Memurluğuna tayin yaptırabildik. 1997’de emekli oldu. İki büyük deprem yaşamamıza rağmen Düzce’den kopamadık. Böbrek yetmezliği nedeniyle Ankara Gazi Hastanesi’nde tedavi olurken 45 gün yoğun bakım süresinden sonra maalesef 1 Aralık günü eşimi kaybettim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Bu sürede bizleri yalnız bırakmayan arkadaşlar ve dostlar sağolsunlar, varolsunlar.
Cenazemize katılan, telefonla, mesajlarıyla acımızı paylaşan eş, dost, akraba ve arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Ayrıca Çerkeş Belediye Başkanı sayın Hasan Sopacı’ya yaptığı yardımlar içinde teşekkür ederim.
15 yıla yakın köşe yazısı yazmaktayım. Bu köşede şahsımla ilgili tek bir satır yazmadım. 49 yıl bana, çocuklarıma, torunlarıma emeği geçen vefakar, cefakar, merhametli bu Anadolu Kadını için iki satır yazmamı mazur görürsünüz umarım. Kalın Sağlıcakla.
Not: 2023 yılında Gazze olayından sonra her 15 günde 23 Nisan Kahvaltı Evi’nde Sivil İnsiyatif Platformu olarak ‘Kültür Sohbetleri’ adı altında uzmanlar eşliğinde toplantılar düzenledik. Bu dönemde daha Suriye olayları gündemde değilken 13.Aralık günü saat 19.30’da aynı salonda Düzce Belediyesi’nin destekleriyle, Düzce Kent Konseyi ve Sivil İnisiyatif Platformu iş birliğinde sohbetlerimize başlıyoruz.
Konu: Ortadoğu’da neler oluyor?.
Konuşmacı: Prof. Dr. Celil Bozkurt