Mehmet AKBACAK


23 yıl iktidarda ama hala birinci parti!.

Oysa 1960’dan sonra kurulan hükümetlerin ömrü 15 ay… Muhalifler ne kadar tek adam, otoriter ve diktatörlük gibi kavramlarla suçlasalar da halkın oyuyla iktidara geldikleri için bu suçlamalar havada asılı kalmakta.


3. Kasım.2002 seçimlerine ilk defa katılan AK Parti %34.28 oyla birinci parti oldu. 18 Kasım’da AK Parti Hükümeti kuruldu. 23. Yılını tamamlamak üzere. Oysa 1960’dan sonra kurulan hükümetlerin ömrü 15 ay… Muhalifler ne kadar tek adam, otoriter ve diktatörlük gibi kavramlarla suçlasalar da halkın oyuyla iktidara geldikleri için bu suçlamalar havada asılı kalmakta.

 Aslında 2002 yılı Türkiye tarihinde önemli bir eşiktir. O zamana kadar rejim tarafından suçlanan hareketlerden birisi de dindar muhafazakarlıktır. Erdoğan’ın başlattığı ekonomik, kültürel ve siyasi reformlarla geniş bir kesimin desteğini alarak kalıcı hale gelmesi anlamlı. Bence; en önemli yaptığı reform Askeri Vesayete son vermesidir. Her akşam ya Genel Kurmay Başkanı, ya da kuvvet komutanları siyasi parti liderleri gibi demeçler vererek siyaseti dizayn edip, ülke siyasetini kontrol altına alarak, sivil iradenin üstündeki konumlarını devam ettirdiler. Ne zaman Erdoğan; “Sus lan” dedi, askeri vesayetin sonunu işaret etti. Kenan Evren ve darbeciler (28 Şubat’çılar ve diğerleri) yargılanarak cezaevine konuldular, rütbeleri söküldü. Kendilerine demokrasi aşığı diyenler maalesef darbecilerin yargılanmasına karşı çıktılar. 1960’lı yıllarda CIA’nın aparatı olarak kurulan Fetö 15 Temmuz 2016’da darbe yapmaya kalkışınca devlet içinde konumlanmış olan askeri ve sivil kadoları ayıklandı.

 

En önemlisi ise; 40 yılı aşkın terör hareketleriyle ülke ekonomisini, demokrasisini ve siyasetini olumsuz etkileyen, ayrıca binlerce insanımızın şehit olmasına neden olan PKK’nın silahları bırakması ve ülkeyi terk etmesidir. Terörsüz Türkiye hedefine hızla koşmaktayız. Bu konuda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı girişim amacına ulaşmakta. En son; “ Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi hayırlara vesile olur” ifadesi bazı çevrelerde şaşkınlık yarattı. Öcalan’la komisyon üyelerinin görüşmeye gitmesini istemesi de önemli bir adımdı. Türkiye hem içerde ve hem bölgede güçlü olmak istiyorsa bu adımları cesurca atmalıdır. Hala dün şöyleydi, bu böyleydi gibi gerekçelerle Türkiye geri adım atmayacaktır.

 

Son günlerde; AK Parti ile MHP arasında çatlaklar var, Cumhur İttifakı çözülüyor diyen başta CHP ve bazı muhaliflerin amacı başarısızlıklarını kamufle etme çabasından ibarettir. Dün Bahçeli’nin, bugünde Erdoğan’ın açıklamaları karşısında sus pus olacaklardır. Terörsüz Türkiye’den, Terörsüz Bölgeye giden yollar döşenmektedir.

Kalın Sağlıcakla.