TÜRKİYE, MUHALEFETİN UMRUNDA DEĞİL!
Yazının başlığını görenler; hocam muhalefeti hep eleştiriyorsun ama bu sefer kantarın topuzunu fazla kaçırmışsın diye düşünmüşlerdir. İlk bakışta öyle gözüküyor da, biraz derinlere inince mesele apaçık ortaya çıkıyor.
- Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından bu yana bölgede bir sürü hesaplar dönüyor. Saldırı başladığı zaman Türkiye, ne Rusya’dan, ne de Ukrayna’dan vaz geçmeyiz diye tavrını açıkça ortaya koydu. Gerçekten bu savaş Rusya- Ukrayna arasında geçse de aslında savaş ABD-Nato-Rusya’nın savaşı.. Onun için en doğru tavır tarafsız olmamız. Çünkü iki ülkeyle çok yönlü ilişkilerimiz söz konusu..
Bu nedenle Antalya’da iki ülkenin dışişleri bakanlarını bir araya getirdik. İlk görüşmede kimse barışın sağlanmasını beklemiyordu.
Kılıçdaroğlu; Türkiye’yi Nato’nun sözünden çıkmamasını önermesiyle Nato’nun sözcülüğünü yaparken, Akşener de ‘kayda değer bir şey çıkmadı’ diyerek görüşmeyi önemsizleştirmeye çalışması yadırgandı.
Muhalefetin medyasında o kadar ileri gittiler ki; savaşın çıkacağını daha önceden Erdoğan’ın bildiğini bu yüzden İHA, SİHA üretimine başlandığını, satışların Ukrayna’ya yapıldığını söylediler. Rusya’yla bizi karşı karşıya getirmek için Putin’in Boğazlar ve Kars-Ardahan’ı isteyeceğini bile söylemekten kaçınmadılar.
Ayrıca Antalya’da görüşmeleri yapılırken Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır gezisine ne demeli. Hatta, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vural, Kılıçdaroğlu’yla birlikte yaptıkları basın toplantsında; “ Özellikle güneye ve Rojava’ya yapılan askeri baskınların, askeri operasyonların artık son bulma gerekir diye düşünüyoruz. Çünkü bunlar artık normal bir terör operasyonu falan değil, bu artık biraz da bir halkı ezme operasyonudur”. Yani PKK’ya operasyon yapmayın diyor. Kılıçdaroğlu’nun gıkı çıkmıyor. Yozgat’da ‘Kandil’i yerle yeksan edeceğim’ diyordu hani.. PKK’nın siyasi temsilcisinden korktuğu için HDP önünde bekleyen anaları bile ziyaret edemedi. Adam açıkça PKK propagandası yapıyor, Cumhuriyet’i kuran partinin lideri sesini çıkaramıyor. Anlaşılan Türkiye’nin bütünlüğü, bağımsızlığı muhalefetin umurunda değil mi?.
ANKARA’DA TRAFİK YOĞUN
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in ziyaretinden sonra, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Yunanistan Başbakanı Miçotakis, pazartesi günü Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ziyaretleri yapıldı. Bu ara Cumartesi günü saat 18:30’da Erdoğan Biden’la telefon görüşmesi gerçekleşti. Nato Genel Sekreteri geldi. Velhasıl kelam trafik bayağı yoğundu. Yalnız muhalefetin çakma muhafazakarları İsrail’li Cumhurbaşkanı’nın gelişinden hiç de memnun olmadıkları gibi Erdoğan’ı ihanetle suçlayacak sözler sarfettiler. Neymiş; one minute diyordun, eli kanlı, katil diyordun, şimdi törenlerle karşılıyorsun diye suçlamaya kalktılar. İlginç olan Filistin Dışişleri Bakanı; “İsrail’le görüşmelerden memnunuz. Türkiye’nin liderliğinin Filistin’e fayda sağlayacağını düşünüyoruz” derken, bunlara ne oluyor. 14 Yıl aradan sonra İsrail’li yönetici geliyor. Dünya yeni bir yapılanmaya gidiyor. Bu nedenle Türkiye’de bu alanda kendisini rahatlatacak ve çevresini genişletecek diplomatik girişimlerde bulunacaktır. Her zaman Yunanistan örneğini veriyorum. İzmir’i, Ege bölgesini yakıp yıkan Yunanistan 3 yıl sonra Türkiye’ye gelmiş, törenlerle karşılanmış. İyi de yapılmış. Devletler güne göre politika yaparlar. Çıkarı neyi gerektiriyorsa ona göre davranırlar. İsrail’li yönetici sen bize katil diyordun diyormu?
UKRANYALI ÇOCUKLARA YAZIK
Savaşta kim haklı, kim haksız umurumda değil.. Yalnız çocukların, bebelerin o kış kıyamette sersefil olmalarına hangi insanın yüreği dayanabilir. O fotoğraflara baktıkça çocuklarını ve torunlarını aklına getirmeyen olur mu?. Dün Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Afrika’nın bir çok ülkesinde bu dramlar yaşanırken sanki başka gezegende yaşanıyormuş gibi gözlerini ve kulaklarını tıkayanlar, yanıbaşlarında olunca seslerini yükseltmeye başladılar. Çocuk her yerde çocuktur. Batının ırkçı, şoven yanı bir daha kendini göstermiştir. Batıya hayranlık duyanların yüzleri birazcık kızarmıştır. Kalın Sağlıcakla!